12 Ocak 2019 Cumartesi

KALUTZ PARDAVNOYAN

Ameleliğini yaptığım,sahiplerini adam ettiğim firmanın, aynı lokasyonda bulunan 3 mağazasının müdürü olmuş, yoğun iş temposundan bir deri bir kemik kaldığım dönemler..Ana mağazada kasa almalar, diğerlerini denetlemeler, eleman yetersizliğinden müşteriye bakmalarla dolu yoğun bir temponun içindeydim..Beni en çok akşam hesap kitap yoruyordu onlarca kart slipleri, elemanların sattıklarını bilgisayara girmeler, nakit sayımları ve karşılaştırmalar derken saat 22:30'u buluyordu..Ordan da tüm hesabı merkezdeki mağazaya bırakıp eve dönüyordum saat 23 bazen 23:30 oluyordu..Bu dönemin tek rahatlığı kendime ait arabamın olmasaydı öbür türlü oturduğum eve otobüsle minübüsle gidecektim ki o vasıtalar için de epey yürümem gerekiyordu üstelik bide ayakta gidecektim ertesi sabah tekrar saat 7'de uyanış..Gerçi aşırı iyi kazanıyordum belki de bu yoğun tempoyu gözardı etmemin en büyük sebebi aldığım paraydı..Hatta hiç unutmam bir Arife Günü primle birlikte tam 1000 tl haftalık almıştım asgari aylık ücret daha 1300 bile değildi düşün..Günde yüzlerce insanla muhattap ola ola aşırı sosyalleşmenin yanında 3-5 tane de farklı yaş grubundan fakbadim olmuştu..Mağaza 2 katlıydı ve üst kat depoydu ama öyle kıytırık toz duman bir depo değil mutfağı ve banyosu olan pırıl pırıl bir depoydu..Bizzat kendim özenle dizayn etmiştim haha..Esnaf tarafından da sevilir sayılırdım..Sigarayı genelde esnafla makara kukara yapıp kafa dağıtmak için dışarıda içerdim..Kalutz yani bizim tabirimizle Kaluş amcayı da öyle tanıdım..

Kaluş amca 1.80 boylarında uzun burunlu seyrek beyaz saçlı gözaltı torbaları şişik bir adamdı..İstanbul beyfendisi bir gayrimüslimdi..Muhteşem giyinirdi..Kemeri saati el çantası ve ayakkabısı her gördüğümde farklıydı ve kombindi..Bizim muhitte biri bankaya kiralanmış olmak üzere 3 adet dükkanı vardı emekliydi ve bu kiralarla hayatını yaşıyordu..Türkçe'yi tane tane ve güzel konuşuyordu ama dizilerde görülüp insanı bayan ''a be kuzucuum,ne oldi caaanım''lı aksan onda da vardı..Bide eşi Narot yenge vardı..Onu da bir iki defa görmüştüm o da son derece elit bir hanımefendiydi..Oğlu yıllar önce trafik kazasında hayatını kaybetmişti başka çocukları yoktu..Kaluş amcayla epey kaynaşmıştık..Önceden ayda bir kiraları topladığı zaman görürdüm şimdi bu sayı haftada bire düşmüştü..Önceleri dışardaysam selam verip 2-3 dakika sohbet eden Kaluş amca artık içeri girip yanıma gelirdi hatta çoğu zaman ben yemekte vs isem el yazısıyla bana; geldim yoktum gözlerinden öperim evladım minvalinde notlar yazıp bırakırdı..Kaluş amcayla adeta kanka olmuştuk..Bir gün gene Kaluş amca mağazaya geldi tokalaştık ve yukarı depoya buyur ettim..Her zaman latte içerdi..Koltuğa oturur oturmaz piposunu çıkartıp; ''müsade var mi genç adam'' dedi ve başını az aşşağı indirip porselen dişleri gözümü kamaştırana kadar sırıttı..Ben de ; estrağfrullah Kaluş amca buyur dedim..Ben latteleri getirdim o da piposundan 2-3 duman aldı ve ;

-Bilir misin genç adam seni epey severim sende gençliğimi görüyorum..
-Sağol Kaluş amca ben de seni seviyorum..
-Eskiden kuyumculuk yapardım ve açık konuşacağım evladım o dönemler çok canlar yaktım hah hah hah hah hah..
-Hahahaha..
-O zamanlar bizim dükkanın aşşağıda depo vardı oraya indirirdim hanımefendileri..
-Valla Kaluş amca açık konuşacağım ben de yukarıya çıkartıyorum..
-Yukarıya derken ?
-Ha buraya işte..

Kaluş amca sağına soluna bakıp ;

-Be evladım benide mi sikeceksin dedi ve gözlerimizden yaş gelene kadar kahkahaları bastık..O gün 3-5 hoşbeşin ardından Kaluş amca mağazadan ayrıldı ve ben de işime baktım..


Ertesi gün klasik esnaflarla selamlaşma ve hayırlı işler dileme ritüelinden sonra çantamın içinde mağazanın anahtarını çıkartırken Kaluş amcayı gördüm..Sabahın köründe bizim mağazanın önüne çökmüş kara kara düşünüyordu..Yanına gidip ;

-Hayırdır Kaluş amca ne oldu ? diye sordum.

-Sorma be evladım seni bekliyordum bir derdim var ki sorma ah ah..
-Hayırdır Kaluş amca n'oldu nedir mesele ?
-Burada olmaz kahvaltı yaptın mı ?
-Yok valla gördüğün gibi yeni geldim..
-Gel sana kahvaltı ısmarlayayım orda konuşuruz..

O sırada bizim elemanlar geldi ve anahtarları Yusuf'a verip mağazayı açmasını söyleyerek birazdan geleceğimi de ekledim..


Börekçi Rıza abiye gittik..Ben su böreği ve büyük boy çay söyledim Kaluş amca ise peynirli poğaça ve limonata söyledi sonra direkt konuya girdi..

-Bak evladım beni az çok tanırsın benim bir derdim var ve bunu bir tek sana anlatabileceğimi düşündüm..
-Buyur Kaluş amca vallahi meraklandım..
-Bilirsin ben yaşlı bir insanım yaşım oldu 70 hanım desen 65..
-Vallahi bizlere taş çıkartırsın be Kaluş amca hehe..
-Orası öyle değil be evladım işte derdim de bu..
-Nedir problem Kaluş amca çekinme söyle lütfen..
-Bizler özellikle evlilik konusunda tutucu oluruz yani ölünceye kadar tek eşliliği savunuruz en azından bizim jenerasyon öyleydi sonraki nesillerimiz bozdu bunu bilirsin işte bizde önemlidir bu meseleler.
-Evet Kaluş amca ?
-Yani demem o ki her insan gibi bizim de bazı cinsel ihtiyaçlarımız oluyor..


Sanırım konuyu anladım diye geçirdim içimden..Bu kart zampara beni pezevenk yerine koyup karı kız ayarlamamı isteyecek diye düşünüp kaşlarımı çatıp su böreğimle oynamaya başladım..Tam o sırada Kaluş amca evliyavari bir tavırla ;

-Bak işte yanlış anladın be evladım..Senden böyle bir talebim olabilir mi hiç ? Farklı bir konu bu..

Bu sefer de kendimden utandım amına koyim..Kıvırmaya başladım..

-Yok Kaluş amca sadece şey yani anlayamadım..
-Evladım bak anlatayım, açık konuşacağım..Benim gıllik her zaman kalkmıyor yaşlılık işte..Ee kalktığı zaman ise yengen yanaşmıyor..Afedersin elim şeyimde kalıyorum öyle..Hatun istediği zaman benimki kalkmıyor ben istediğim zaman ise hatun yanaşmıyor bu denklemden çıkamadım..
-Şey yani Kaluş amca ne diyim yani ee ben ne yapayım anlamadım..
-Genelde ben istiyorum, bana kalırsa hatun kalkmadığını bildiği için numara yapıyor ve kıçını devirip yatıyor hep..Ee bizde evlilik müessesesi epey kutsal bilirsin bu işi gidip bir başkasıyla zaten yapamam gençkendi o lale koklamalar o zamanlar evli değildim..
-Valla ne diyim Kaluş amca yani şaşkınım..
-Yardım et be evlat sen bilirsin bu işleri az çok tanıdım seni hızlı çocuksun bir çare en azından bir fikir ver bana yardımcı ol..

Aslında cümleyi nasıl kuracağımı düşünüyordum..Yatır sik be Kaluş amcanın usturuplusunu arıyordum kafamda..Çünkü Kaluş amca ana avrat söverken bile aşırı kibar bir adamdı..Tane tane konuşurdu hep, ağzından çıkan her kelime anlaşılırdı..Kaluş amcaya baktım gözleri kısık mahcup bir ifadeyle beni süzüyordu..Daha fazla dayanamadım, su böreğimden bir çatal aldım, yağ bulaşmış bıyıklarımı peçeteyle sildim ve lokmamı yutup Kaluş amcaya bakarak ;

-Kaluş amca daha fazla kasamıcam valla demem o ki ; sen yatır sik ya ! Valla bak yatır sik !
-O ne demek o nasıl olacak be evladım anlattım sana durumu..
-Kaluş amca eve git uğraş didin malı dik, yengeyi çağır, yatır ve sik !
-N..Ne yani zorla mı ?
-Bunun zoru moru yok Kaluş amca.. Valla açık konuşacağım; ayaklarınız değil artık bedenleriniz çukurda, ya herro ya merro, Allah ne verdiyse atış serbest, gerildim valla ya hahah..Belki yenge de böyle bir atraksiyon istiyodur, çiçek böcek nereye kadar Kaluş amca? Daha geçen gördüm seni, elinde çiçek eve gidiyordun.. Ee sen sürekli böyle kibar olursan bu işler olmaz ki yani..
-Hay aklınla bin yaşa be evladım neden hiç düşünemedim bunu..
-Valla benim fikrim bu istersen bi dene ama sonrasına karışmam Kaluş amca haha..
-İsa seni korusun güzeller güzeli ben hemen kaçayım o zaman haydi..


Kaluş amcayı başımdan savmanın verdiği rahatlıkla su böreğini gömüp çayımı hüplettikten sonra mağazaya gittim ve yoğun tempoya merhaba dedim..Ertesi gün gene esnaf ritüelinden sonra anahtarları çıkartırken Kaluş amcayı gördüm..Bu sefer ayaktaydı ve kaşları çatıktı..Yanına korka korka gidip ;

-G..Günaydın Kaluş amca,hayırdır ?
-Günaydın..Çabuk aç şu mağazayı gir içeri..

Mağazayı açıp içeri girdim ufaktan tırsıyordum acaba karakolluk mu oldular hastanelik mi diye düşünüyordum puflara oturduk Kaluş amca başladı..

-Bak evladım dün eve gittim..
-E..Evet Kaluş amca?
-Senin dediklerini iyice düşünmeye başladım ve denemeye karar verdim..
-E..Eee Kaluş amca ?
-Eesi işte arka odada gıllike masaj yapa yapa kaldırdım ve hatuna seslendim..
-Eeee...
-Hatun geldi ve geldiği gibi kendisini yüzüstü yatağa atıp mincosuna girdim..
-S..Sonra Kaluş amca ?
-Sonra hatun başladı işte saydırmaya ; Sen ne yapıyorsun?! Utan kendinden terbiyesiz adam !? Saçların ağarmış ahlaksız adam !.. Seni polise vereceğim, seni savcılığa vereceğim, bak ben sana neler edeceğim..
-Haydaaa olmadı mı yani Kaluş amca ?
-Oldu oldu sonra ben işimi bitirip salona geçtim..

Kaluş amca salona geçip ayaklarını sehpaya uzatmış ve piposunu yakmış..5 dakikalık bir sessizliğin ardından Narot yenge mutfaktan seslenmiş ;


-Kalutz, kahve içersin ?









2 yorum: